Menü
İletişime geçmek için tıklayın
Tree
Tree
Sun
Cloud
Cloud
Tree
Tree
Tree Earth Earth
Earth
Backview

Duyusal Oyunların Hayal Gücünü Desteklemesi

Duyusal Oyunların Hayal Gücünü Desteklemesi

Duyusal oyunlar çocukların sağlıklı şekilde öğrenme sürecini destekleyen etkinliklerin bütünüdür. Burada önemli olan çocukların tüm duygusal noktalarına temas edebilmektir. Dokunma, görme, tatma, işitme ve koklama gibi duyuları oyunlar sayesinde harekete geçirebilmektir. Çocukların içinde bulundukları çevreyi algılayabilmesini sağlayabilmek amacıyla önemli görülen bu kavram erken dönemde beyin gelişimini de olumlu yönde destekler.

Çocuğun zihinsel bağlantılarını etkili şekilde kullanmasını sağlarken eğlenceli vakit geçirmesinde rol oynar. Çocukluk döneminde karşılaşılan problemlerin kısa sürede çözülmesi odaklanmayı arttırıcı bir kuvvet olarakta kullanılmaktadır. Hem de bu sayede çocuğun dikkat süresi gelişir ve ileride yaşayabileceği odaklanma problemleri de ortadan kalkar.

Erken çocukluk döneminde duygusal oyunlar

Kullanılan materyaller sayesinde çocuğun gündelik hayatta karşılaşması mümkün olabilecek farklı tarzda sesler ve kokularla temas etmesi sağlanır. Bu sayede aslında merak duygusu harekete geçirilmek istenir. Bu tür etkinlikler sayesinde çocuğun yalnızca hazır bilgi ile donatılmasının önüne geçilir. Kendi düşüncesi ve hayal dünyasını harekete geçirirken farklı bakış açıları kazandırılmak hedeflenir. Duyusal oyunlar kullanılarak hem eğitsel amaç güderken hem de yaratıcılığı arttırabilmeyi hedeflenir.

Hayal Gücü İle Duygusal Uyum Arasında Nasıl Bir Bağlantı Bulunur?

Hayal gücü ile duygusal oyunlar arasında doğrudan bir bağlantı bulunur. Çocuğun kendi iç dünyasını keşfetme sürecinde faydalandığı deneyimler beraberinde duyusal oyunların katkısını daha net fark ettirir. Oyun hamurları ile oynayan bir çocuk sadece el kaslarında belirgin bir gelişim kat etmez. Bununla beraber zihinsel bir süreçte yaşar. Zihninde oyun hamuru ile farklı karakter ve nesneler çizer. Bu karakterleri kendi zihnindeki bir senaryo ile seslendirir. Bu sayede bir oyun hamuru etkinliği sadece bir dokunsal oyun olmaktan çıkar. Hem sese hem de kokuya hitap edebilen bir çağrışım tekniğine dönüşür.

Hayal gücü tam da bu noktada gelişen çocuk yeni hikayeler kurar. Duygusal uyarım sürecine bir katkı oluşturur. Hayal gücünü kullanan bir çocuk zamanla daha hızlı şekilde öğrenmeye başlar ve karşılaştığı problemlere yaratıcı çözümler geliştirmenin yollarını bulur. Duyusal uyarım sürecinde çocuk rol yapma oyunları oynayarak aslında gerçek dünyaya dönük farklı deneyimler keşfetmeye başlar ve özellikle empati becerisi daha da kuvvetlenir. Duyusal oyunlar sayesinde çocuğun hayal gücü güçlenirken sosyal açıdan gelişim süreci de olumlu yönde katkı bulur.

Hayal gücü çocuklar için oldukça geniş bir evrendir. Çamurun içinde özgürce oyun oynayan bir çocuk o sırada aslında kendine büyülü bir dünya oluşturur. Dokunsal deneyim sürecinde elde ettiği birikimi zihninde hikayeler yaratarak taçlandırır. Duyusal uyarım ile hayal gücü arasındaki bağlantı kokularla da net olarak fark edilir.

Günlük Hayatta İşe Yarayacak Duyusal Oyunlara Dair Etkinlik Örnekleri

Günlük hayatta pek çok kişinin karşılaşabileceği problemler duyusal oyunlar sayesinde daha etkin şekilde çözüme kavuşturulabilir. Duygusal oyun örnekleri arayanlar için çokta zor olmayacak birkaç etkinlik seçeneği mevcuttur. Çocukların dokunarak hayatını keşfettiği bir süreçte kum havuzu etkinliği oldukça idealdir. Kum havuzuna bırakılan bir çocuk kumun dokusunu hisseder. Ardından farklı hayaller kurarak kumdan kaleler inşa etmeye başlar. Burada kullanılan materyal tamamen kumdur ve çocuğun yaratıcılığını öne çıkarmak hedeflenir.

Su oyunlarından hoşlanan bir çocuk için durum biraz daha farklıdır. Etrafında akan suyu gözlemlerken suyun akışı ile birlikte farklı bir deneyim kazanma yoluna gider. Evde uygulanabilecek etkinlikler arasında boya kalemi etkinlikleri daha çok etkilidir. Çocuk farklı renkler arasında kendine hitap edebilecek olanını seçer ve ortaya çıkardığı eserlerle aslında özgüvenini tazeler.

Erken çocukluk döneminde duygusal oyunlar

Seslerle etkinlik yapmak isteyenler farklı ritim ve melodilere başvurabilir. Çocuğun kendi şarkısını ortaya çıkarması sağlanabilir. Bir hikaye kurgulaması istenebilir ve bu hikaye ritimsel bir şarkıya dönüştürülebilir. Çocukla birlikte renkli kuklalar oluşturularak hayal dünyasında canlandıracak şekilde bir tiyatro oyunu sergilenebilir.

Duyusal oyunların hayal gücü üzerindeki etkisini görebilmek için somut örneklere başvuralım. Kum havuzunda oynayan bir çocuk kumdan yaptığı kalelerle kendine yepyeni bir evren oluşturabilir. Bu evren içerisinde küçük dostluklar edinerek yepyeni bir hikaye oluşturabilir. Doğada bulunan materyalleri kullanan bir çocuk doğada bulunan nesnelerle kendi oyun dünyasını oluşturabilir.

Çocuğun Hayal Gücünü Arttırırken Problem Çözme Becerisine Katkı Sunuyor

Duyusal oyunlar sayesinde çocuğun problem çözme becerisi daha sağlıklı hale geliyor. Çocuğun oyun kurarak kendini tanıması ve becerilerini kuvvetlendirmesi doğal bir durumdur. Oyun hamurunu kullanarak bir köprü inşa etmek isteyen bir çocuk karşılaşabileceği engelleri tek tek hesaplamak zorunda kalır. Uyguladığı farklı yollar sayesinde yeni deneyimler keşfeder ve bu sırada hayal gücünü kuvvetlendirir.

İster istemez deneme yanılma yöntemine başvuran çocuk farkında olmadan aslında problem çözme yöntemlerini genişletmiş olur. Duyusal kutu adı verilen bir etkinlik için de aynı durum söz konusudur. Kutu içine yerleştirilen herhangi bir objeyi çocuk tahmin etmeye çalışır. Dokunarak tahmin sürecinde aslında hayal dünyasını geliştirirken karşılaşabileceği zorluklarda ne yapması gerektiğine dair de bir çözüm yoluna ulaşır. Bu konuya somut bir örnek verelim.

Kumdan kalelerle bloklar oluşturan bir çocuk kule yıkıldıkça daha sağlam nasıl yapabilirim? sorusunun yanıtını aramaya başlar. Bu da birbirinden farklı tasarımların ortaya çıkmasını sağlarken çocuğun kendi kendine çözüm yoluna kavuşmasına mümkün kılar.

Çocuğun elde etmiş olduğu başarı zamanla yalnızca şu problem çözme becerisine katkı sunmaz. Bununla beraber kendi özgüvenine de kuvvetlendirir. Bu sayede aslında ileri zamanda hem arkadaşlarıyla olan sosyal iletişiminde hem de iş hayatındaki başarısında yeni bir ufuk oluşturur.

Erken çocukluk döneminde duygusal oyunlar

Çocuğun problem çözme becerisine katkı sunabilmek için eğitimcilerin de rolü oldukça büyüktür. Montessori tekniğini kullanan eğitimci, renkli boncuklar kullanarak doğadaki materyalleri sınıfa taşıyabilir. Dokunma panoları oluşturabilir. Sınıf içerisinde duyusal köşe yaparak öğrencilerin burada hayatı keşfedebilecekleri bir deney alanı oluşturabilir.

Montessori Tekniği Nedir?

Montessori tekniği 1900'lü yıllarda ortaya çıkmıştır. İtalyan bir doktor ile pedagog bir kadının geliştirdiği bir eğitim yaklaşımı olarak değerlendirilir. Temelinde çocuğun bireysel gelişimini kuvvetlendirmek hedeflenir. Tamamen çocuk merkezli bir yaklaşım vardır.

Keşfi çocuk kendisi yapar. Öğretmen veya anne baba bir rehber konumundadır. Bu sayede her çocuğun kendi içerisinde bir potansiyeli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yaklaşım sayesinde aslında her çocuk kendi içindeki özelliği fark eder ve kendi keşif yolculuğunda farklı deneyimlerle dünyayı algılamaya çalışır.

Peki Bizler Ne Yapabiliriz?

Çocuğun her gün geliştiği ve kendini bağımsız hissettiği yaşlarda duyusal oyunlar kullanılarak nasıl bir yaklaşım benimsenebilir? Hem eğitimciler hem de anne babalar bu süreçte duyusal oyunları çocukla iletişim kurmada bir aracı olarak değerlendirebilir. Evde bulunan sıradan ve ucuz malzemelerle pratikler yapılabilir. Oyun hamurları, karton kutular, renkli kağıt şeritler… her biri çocuğa hitap edebilecek materyallerdir. Amaç burada çocuğun yaratıcılığını destekleyebilmektir.

Bu süreçte aileler çocuğuyla birlikte oyunları katılım sağlayarak çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlar. Eğitimciler sınıf ortamı içerisinde duyusal oyunları kullanarak bilgileri daha kalıcı hale getirebilir. Günümüzde sıklıkla kullanan eğitimcilerin başvurdukları Montessori eğitim yaklaşımı buna bir örnektir. Duygusal oyunları kullanarak bireysel gelişimin daha hızlı şekilde desteklendiğini düşünülür. Bu sayede duyusal oyunlar kullanılarak çocukla daha yakın bağlar kurulabilir ve iletişim kuvvetlendirilir.

Önceki Önceki Sonraki Sonraki