Bir Alternatif Olarak Açık Alan Eğitimi
Günümüzde eğitim yaklaşımları, bireylerin öğrenme süreçlerini daha etkili hale getirmek için farklı yöntem ve araçları keşfetmeye odaklanmıştır. Geleneksel eğitim modelleri, sınıf ortamıyla sınırlı kalsa da doğayı ve açık alanları eğitim süreçlerine dahil eden alternatif yaklaşımlar, bireylerin öğrenme becerilerini geliştirme potansiyeline sahiptir.
Ekopedagoji: Çevresel Sorumluluk ve Eğitim
Ekopedagoji, insan ve doğa arasındaki ilişkiyi merkezine alan, çevresel sürdürülebilirliği teşvik eden bir eğitim yaklaşımıdır. Bu yöntem, bireylerin doğayı koruma bilincini geliştirirken, ekolojinin ekonomik, sosyal ve kültürel yapılar üzerindeki etkilerini anlamalarına yardımcı olur. Örneğin, bir öğrenci, enerji tüketiminin çevre üzerindeki etkisini tartışarak sürdürülebilir çözümler üretmeyi öğrenebilir. Ekopedagoji, yalnızca bilgi aktarmakla kalmaz, aynı zamanda bireylerin çevresel sorunlara karşı eleştirel bir bakış açısı geliştirmelerine olanak tanır (Kahn, 2010; Aktaran: Okur-Berberoğlu, 2015).
İnsan ve Doğa İlişkisi
Ekopedagoji, insanın doğayla olan ilişkisini yeniden tanımlamayı ve bu ilişkinin sürdürülebilir bir şekilde nasıl devam ettirilebileceğini öğretmeyi amaçlar. İnsan faaliyetlerinin doğa üzerindeki etkisini anlamak, ekopedagojinin temel taşlarından biridir. Örneğin, bireylerin tüketim alışkanlıklarının doğanın dengesi üzerindeki etkileri tartışılarak, çevre dostu davranışlar benimsemeleri sağlanabilir (Bowers, 2006).
Ekolojinin Sosyal Yapılar Üzerine Etkisi
Ekopedagoji, ekolojik problemlerin sadece çevreyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve kültürel yapıları da etkilediğini vurgular (Sauve, 2005). Çevresel adalet, toplumsal eşitsizlik ve sürdürülebilir kalkınma gibi konular bu başlık altında ele alınır. Örneğin, çevresel sorunların yoksul toplulukları daha fazla etkilemesi, bireylerin sosyal sorumluluk bilinci geliştirmesini gerektirir (Gruenewald, 2003).
Çevre Eğitimi: Farkındalıktan Eyleme
Çevre eğitimi, bireylerin çevreye dair farkındalık kazanmalarını ve bu farkındalığı davranışlarına yansıtmalarını hedefler. Palmer ve Neal (1994), çevre eğitimini üç başlık altında tanımlar:
1. Çevre hakkında eğitim: Bireylere çevreyi anlamalarını sağlayacak bilgi ve beceriler kazandırır.
2. Çevrede eğitim: Sınıf dışında, doğanın içinde öğrenme fırsatları sunar.
3. Çevre için eğitim: Doğayı koruma ve sürdürülebilir kalkınma bilincini teşvik eder.
Çevre eğitiminin temel amacı, bireylerin çevre dostu alışkanlıklar geliştirmesine yardımcı olmaktır. Örneğin, geri dönüşüm, enerji tasarrufu veya su kaynaklarının korunması gibi uygulamalar, çevre eğitiminin sonuçları arasında yer alır (Jeronen, Jeronen ve Raustia, 2018).
Çevre Hakkında Eğitim
Çevre hakkında eğitim, bireylere çevreyi daha iyi tanımalarını sağlayacak bilgi ve beceriler kazandırmayı hedefler. Bu eğitim kapsamında öğrenciler, çevre kirliliği, doğal kaynakların kullanımı ve ekosistemlerin korunması gibi temel konular hakkında bilgi edinir. Örneğin, bir öğrencinin geri dönüşümün önemini anlaması, çevreyi koruma bilincini artırabilir. (Palmer ve Neal, 1994)
Çevrede Eğitim
Çevrede eğitim, sınıf ortamının ötesine geçerek bireylerin doğrudan çevreyle etkileşim kurmasını sağlar. Doğa gezileri, yerel ekosistemleri inceleme gibi etkinlikler, bireylerin çevresel konuları deneyimleyerek öğrenmelerine olanak tanır. Bu süreçte doğa, bir öğrenme materyali olarak kullanılır. Örneğin, bir orman yürüyüşü sırasında toprak analizi yapmak, öğrencilere hem bilimsel hem de çevresel beceriler kazandırabilir (Jeronen, Jeronen ve Raustia, 2008).
Çevre İçin Eğitim
Çevre için eğitim, bireylerin çevre dostu davranışlar geliştirmesine ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlamasına odaklanır. Bu yaklaşım, bireyleri çevreyi koruma ve iyileştirme süreçlerine aktif olarak katılmaya teşvik eder. Örneğin, enerji tasarrufu kampanyalarına katılmak veya ağaç dikim etkinliklerinde yer almak, çevre için eğitimin pratik uygulamalarıdır (Palmer ve Neal, 1994).
Açık Alan Eğitimi: Sınıfın Ötesine Geçmek
Açık alan eğitimi (outdoor education), bireylerin kapalı sınıf ortamından çıkarılarak doğada öğrenmelerini destekleyen yenilikçi bir yaklaşımdır. Bu eğitim modeli, yalnızca ders materyallerini değil doğanın kendisini bir öğrenme aracı olarak kullanır. 20. yüzyılın başlarında Avrupa’da başlayan bu model, izcilik ve kamp gibi faaliyetlerden türetilmiştir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası, temiz hava almanın sağlık üzerindeki olumlu etkileri sayesinde popülerlik kazanmıştır. Açık alan eğitimi, bireylerin bağımsızlık, özgüven ve problem çözme becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Örneğin, bir orman gezisinde gerçekleştirilen bir doğa yürüyüşü sırasında öğrenciler, hem fiziksel hem de zihinsel becerilerini geliştirebilir. Ayrıca, açık alan eğitimi bireylerin çevreyle bağ kurmasını sağlar ve onların duygusal zekâlarını güçlendirir (Dartington Konferansı, 1975).
Açık Alan Eğitiminin Avrupa’da Doğuşu
Açık alan eğitimi, 20. yüzyılın başlarında Avrupa'da organize kamp ve izcilik faaliyetleri şeklinde ortaya çıkmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası temiz hava almanın önemi anlaşılmış ve okullar açık alan eğitimine uygun şekilde tasarlanmaya başlamıştır. Bu dönemde öğrencilerin bağımsızlık ve öz güven kazanmaları hedeflenmiştir. Örneğin, ormanda yapılan dersler, bireylerin doğal ortamda öğrenmelerini teşvik eden bir yöntem olarak kullanılmıştır (Dartington Konferansı, 1975).
Deneyimsel Öğrenmenin Faydaları
Açık alan eğitimi, bireylerin öğrenmeyi deneyim yoluyla gerçekleştirmesini sağlar. Bu yöntem, bilgi edinme sürecine aktif katılımı teşvik eder ve öğrencilerin doğrudan deneyimlerle öğrenmelerine olanak tanır. Örneğin, bir grup çalışması sırasında doğadaki kaynakları kullanarak problem çözmek, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirir (Kolb, 1984). Açık alan eğitimi, çocukların sosyal becerilerini ve duygusal zekâlarını geliştirmede önemli bir rol oynar. Doğada grup çalışmaları, çocukların ekip çalışması yapmayı öğrenmelerine ve liderlik becerileri kazanmalarına katkıda bulunur. Aynı zamanda doğada vakit geçirmek, stres seviyelerini azaltarak çocukların ruh sağlığını destekler (Allen, 2017; Sprang ve Silman, 2013).
Doğa Eğitimi: Doğanın Diliyle Öğrenmek
Doğa eğitimi, bireylerin doğada yaşayarak, keşfederek ve deneyimleyerek öğrenmelerini teşvik eder (Ford, 1986). Bu yaklaşım, bireylerin çevresel farkındalıklarını artırmakla kalmaz, aynı zamanda onların bilişsel ve duygusal gelişimlerini de destekler. Örneğin, bir öğrenci, bir ormanda farklı bitki türlerini inceleyerek ekosistemlerin nasıl çalıştığını öğrenebilir (Allen, 2017). Erdoğan (2011) ise doğa eğitimini, bireyin doğayı bir bütün olarak anlamlandırması ve doğayla bağ kurması şeklinde tanımlar. Çalışmalar, doğa eğitiminin çocukların problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirdiğini göstermektedir. Aynı zamanda bu eğitim, bireylerin bilimsel kavramları daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
Doğa ve Fen Okulları: Deneyimsel Öğrenme Merkezleri
Doğa ve fen okulları, çocukların doğa ortamında öğrenme deneyimlerini zenginleştiren eğitim modelleridir. İlk örneği, 1952 yılında Danimarka’da kurulmuş olan bu okullar, çocukların oyun oynayarak, keşfederek ve risk alarak öğrenmelerine olanak tanır. Almanya’da 1990’larda resmî olarak tanınan bu okullar, özellikle okul öncesi eğitimde yaygın olarak kullanılmaktadır (Sprang ve Silman, 2013).
Türkiye’de, Tarsus Orman Okulu'nun öncülüğünde, Nesin Matematik Köyü ve Orman Okulları Derneği gibi girişimler, bu modelin yerel uygulamalarına örnek teşkil etmektedir. COVID-19 pandemisi sürecinde, doğa ve açık alan temelli eğitimin önemi daha da belirgin hale gelmiştir. Bu okullar, çocukların yalnızca akademik gelişimini değil aynı zamanda fiziksel ve ruhsal sağlıklarını da destekler (TÜRÇEV, 2020).
Açık Alan ve Doğa Temelli Eğitimlerin Avantajları
• Deneyimsel Öğrenme: Doğa temelli yaklaşımlar, bireylerin bilgiye deneyim yoluyla ulaşmasını sağlar. Örneğin, bir doğa yürüyüşünde öğrenci, ekosistemi anlamak için bitkiler ve hayvanlar hakkında gözlem yapar.
• Sosyal ve Duygusal Gelişim: Açık alan eğitimleri, bireylerin duygusal zekâlarını geliştirmelerine yardımcı olur. Grup çalışmaları ve iş birliği, öğrencilerin sosyal becerilerini artırır.
• Çevre Bilinci: Doğada öğrenme, bireylerin çevresel sorunlara karşı duyarlılık geliştirmesini sağlar.
• Fiziksel Sağlık: Açık alan aktiviteleri, bireylerin fiziksel sağlıklarını korumalarına ve hareketli bir yaşam tarzı benimsemelerine yardımcı olur.
Sonuç
Eğitimde alternatif yaklaşımlar, bireylerin yalnızca bilgi edinmelerini merkeze almaz. Aynı zamanda doğayı anlamalarını, çevresel sorumluluklarını yerine getirmelerini ve sosyal becerilerini geliştirmelerini sağlar. Ekopedagoji, çevre eğitimi, açık alan eğitimi, doğa eğitimi ve doğa-fen okulları, bireylerin daha bilinçli, sorumlu ve duyarlı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunur. Geleneksel eğitim modellerinin ötesine geçerek, bu yöntemlerin yaygınlaştırılması, geleceğin sürdürülebilir bir dünya için önemli bir adım olacaktır.
Kaynakça
Allen, S. (2017). The role of nature-based education in fostering multiple intelligences in children. Journal of Outdoor Education, 45(3), 12-24.
Bowers, C. A. (2006). Revitalizing the commons: Cultural and educational sites of resistance and affirmation. Albany: State University of New York Press.
Dartington Konferansı. (1975). Outdoor education and learning in open spaces. Proceedings of the Dartington Conference on Outdoor Education, 1-20.
Gruenewald, D. A. (2003). The best of both worlds: A critical pedagogy of place. Educational Researcher, 32(4), 3-12.
Jeronen, E., Jeronen, J., & Raustia, H. (2008). Environmental education in the early years: Theory and practice. Early Childhood Education Journal, 35(5), 391-399.
Kahn, R. (2010). Critical ecopedagogy: A framework for environmental justice. Aktaran: E. Okur-Berberoğlu (Ed.), Eğitimde Yeni Yaklaşımlar (pp. 123-145). İstanbul: Eğitim Yayınları.
Kolb, D. A. (1984). Experiential learning: Experience as the source of learning and development. Englewood Cliffs, NJ: Prentice Hall.
Palmer, J. A., & Neal, P. (1994). The handbook of environmental education. London: Routledge.
Sauvé, L. (2005). Currents in environmental education: Mapping a complex and evolving pedagogical field. Canadian Journal of Environmental Education (CJEE), 10(1), 11-37.
Sprang, G., ve Silman, M. (2013). Psychological effects of confinement during pandemics on children. Journal of Pediatric Psychology, 38(5), 123-135.
TÜRÇEV. (2020). Türkiye'de eko-okul uygulamaları. Türkiye Çevre Eğitim Vakfı Yıllık Raporu, 12-18.