Reggio Emilia Yaklaşımı Nedir ve Nasıl Uygulanır
Reggio Emilia Yaklaşımı Nedir ve Nasıl Uygulanır?
Reggio Emilia yaklaşımı ilk kez İtalya'da keşfedilmiş bir eğitim felsefesi türüdür. Temelde çocukların doğuştan gelen potansiyelini ortaya çıkarma amacıyla hareket eden bir yaklaşım benimsenir ve okul öncesi dönemde uygulanır. Çocukların doğuştan itibaren öğrenme süreçlerinin çok yönlü şekilde olması gerektiğini savunan bu yaklaşım, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkmıştır.
İtalya'nın Reggio Emilia ismi verilen bölgesinde ilk kez duyulmaya başlanan bu yaklaşım, merkezinde çocukların olduğu bir felsefe ile eğitim vermeyi öngörür. Hem yaratıcı hem de meraklı ve araştırmacı bir bakış açısıyla eğitim vermenin doğru olduğuna inanılır. Çocukluk döneminden itibaren eğitim verme sürecinde her çocuğun kendine özgü bir potansiyeli olduğu ifade edilir. Bu potansiyelin ancak merak duygusu ile ortaya çıkarıldığına inanılır.

Gelenekselleşmiş eğitim tekniklerinden farklı olarak çocukların öğrenme sürecinde aktif olması gerektiğine inanılır. Bu sayede çocuklar tek yönlü öğretimden uzaklaşarak çok yönlü bir bakış açısı geliştirebilir. Doğuştan gelen doğal merakı söndürmeden, çocuğun ilgi alanına yönelik bir eğitim planı oluşturulmalıdır.
Reggio Emilia Yaklaşımı ile Öğrenme Süreci Nasıl İlerliyor?
Bu yaklaşımda öğretmenler sadece bilgiyi veren kişi olarak görülmez. Öğrenme sürecinde tamamen öğrencinin yanında olan, ona rehberlik eden kişi olarak kabul edilir. Çocukların dış çevreye açılmalarında kolaylık sunacak tüm duygu ve becerilerine hitap edebilecek etkinliklere katılmaları istenir. Kendi düşüncesini rahatça ifade edebilen çocukların bunu müzik, sanat ve doğa ile çalışarak başarabileceğine inanılır.
Reggio Emilia yaklaşımı ile çocuk hem duygusal-sosyal hem de yaratıcı ve akademik yönünü geliştirebilir. Eğitimcilerin aktif olduğu bu süreçte aileler de aktif olarak eğitim sürecine katılır. Bu nedenle eğitim sadece sınıfla sınırlı kalmaz; günlük hayatta da devam eden akışkan bir süreci ifade eder.
Bu yaklaşımda en çok dikkat çeken özelliklerden biri öğrenme ortamıdır. Her öğrenme ortamı, eğitim sürecinin etkileyici bir unsuru olarak görülür. Çocuk karşılaştığı her nesne ile bağ kurabilecek kapasiteye sahiptir. Bu nedenle eğitim düzeninde kullanılan materyaller, sınıfın iç düzeni ve çalışma alanı tamamen çocuğa özel şekilde tasarlanır. Amaç, çocuğun merak duygusunu tetiklemek ve yaratıcı bir bakış açısı geliştirmesini sağlamaktır.
Okul Öncesi Dönemde Yaklaşım Nasıl Uygulanıyor?
Reggio Emilia yaklaşımı özellikle okul öncesi dönemde daha rahat uygulanabilir bir altyapıya sahiptir. Burada önemli olan, sınıf ortamının çocuğa özel olarak tasarlanmasıdır. Çocuğun içinde bulunan yaratıcı potansiyeli ortaya çıkaracak doğal malzemeler ve aydınlık bir mekân tasarlanması gerekir. Bu yaklaşıma göre çocuk sadece yapay malzemelerle vakit geçirmemelidir; doğada bulunan her türlü materyal, çocuğun kendini keşfetme sürecinin bir parçası olarak görülür.

Günlük yaşamda karşılaşılan her nesne, çocuğun hayal gücüyle birleşerek gelişimine farklı bir kapı aralar. Reggio Emilia yaklaşımı sadece bireysel çalışmalarda değil, grup çalışmalarında da yüksek bir potansiyel sunar. Çocuk iş birliği içinde takım arkadaşlarıyla proje üretir, tartışır ve fikirlerini ifade eder. Bu süreçte öğretmen, çocuktan gelen tüm bildirimleri tek tek takip ederek düzenli olarak belgelendirir. Bu şeffaf ortamda çocuğun daha iyi bir konuma gelebilmesi hedeflenir.
Okul öncesi süreçte sanat atölyeleri düzenlenerek çocuk; heykel, müzik, resim gibi farklı etkinliklerle buluşturulur. Bu süreçte aileler de dahil olabilir. Reggio Emilia yaklaşımında teknoloji ölçülü şekilde kullanılır. Öğretmenin öğrenme sürecindeki etkin oluşu, çocukla bütünleşerek daha üst düzey bir noktaya ulaşır. Çocuğun yaratıcı öğrenmeye açık ve özgüven dolu bir ortamda kendini daha iyi bir noktaya getirmesi hedeflenir.
Reggio Emilia Yaklaşımı ile Bazı Yaratıcı Örnekler
Özellikle okul öncesindeki çocuklar için kullanılabilecek çeşitli uygulamalar bulunur. Sanat atölyesi uygulaması Reggio Emilia yaklaşımının temelini oluşturur. Tamamen doğal malzemeler, rengârenk boyalar ve kil malzemesi ile bu yaklaşıma uygun bir senaryo geliştirilebilir. Böyle bir durumda öğretmen, çocuklara daha sakin bir dille “Bugün gökyüzü nasıl olsun isterdiniz?” gibi bir soru yöneltebilir. Bu sırada çocuklar, ellerindeki malzemelerle kendince bir gökyüzü tasarlamaya başlar.
Renkli boyalar, kil ile yapıştırılmış pamuklar bir anda bulutlara dönüştürülebilir. Hem pamuk hem de taş burada malzeme olarak değerlendirilebilir. Çocuklar hayal gücüne göre materyal tasarlarken öğretmen süreci dikkatle takip eder ve tüm süreci kayıt altına alır. Reggio Emilia yaklaşımı ile uygulanabilecek bir başka proje doğa gezisidir.
Reggio Emilia ile Doğa Gezisi Projesi
Eğitim alanının yakınında bir okul bahçesi veya park keşif amacıyla ziyaret edilir ve öğretmen şu soruyu yöneltir: “Bugün içinde bulunduğunuz bu ortamda en çok dikkatinizi ne çekiyor?” Böyle bir soru karşısında çocukların bir kısmı doğadaki canlı varlıklara değinerek hayvanlardan bahseder. Bir kısmı ağaçların farklı şekillerde ve ne kadar büyük olduklarını söyler. Bir kısmı ise ağaçtan düşen yapraklara yönelir.
Öğretmen her çocuğu tek tek dinleyerek iyi bir gözlem yapar ve bilgileri kayıt altına alır. Ardından sınıf içerisinde bir doğa köşesi oluşturularak doğadan toplanan materyaller bu alanda incelenir. Bu sayede hem bilimsel düşünme gerçekleşir hem de çocuğun doğaya karşı daha duyarlı hâle gelmesi sağlanır.
Reggio Emilia yaklaşımı kullanılarak doğadaki tüm araştırmalar sınıfa canlı bir pano ile yansıtılabilir. Dijital araçları kullanarak süreci aktif hâle getirmek önemlidir. Çocuk bu sırada sınıf panosu aracılığıyla kendi sunumunu yaparken özgüven geliştirir. Burada öğretmen süreçte her an aktif olmalı; çocuk kendi sanat eserini ortaya koyarken yönlendirici olmadan süreci doğal akışta takip etmelidir. Doğa gezisi sırasında çocuğa sorulan sorular video veya ses kaydı ile alınarak aileyle paylaşılabilir. Böylece öğrenme süreci sadece okulda kalmaz; evde, aile ortamında da sürdürülür.
Reggio Emilia Yaklaşımını Okul Öncesinde Uygulama Yöntemlerinden Bazıları
Gözlem ve belgeleme yöntemiyle öğrenme süreci aktif olarak yürütülebilir. Özellikle okul öncesi dönemde ailelerin katıldığı bir süreci ifade eder. Çocuk öğrenmeyi sadece okulda değil, evde ve toplum içinde de gerçekleştirir. Öğretmen velileri sınıfa davet eder; çocuğun yetenekleri ailesi önünde paylaşılır. Aile ile ortak yapılabilecek etkinlikler arasında tohum ekme etkinliği denenebilir.
Okul ile aile arasındaki bağı kuvvetlendirmek için bir fırsat olarak görülmelidir. Reggio Emilia yaklaşımının felsefesinde yaratıcılığı öne çıkarmak esastır. Okul öncesi dönemde çocuklar hamur, boya veya geri dönüştürülebilir doğal malzemeler kullanarak kendine özel bir tasarım geliştirir. Her gün için bir tema verilir ve çocuk bu tema üzerinden kendine özgü bir sanat eseri yaratır.

Ardından çocuğun çalışması değerli görülerek sınıfta arkadaşları önünde sergilenir. Bu sayede hem duygusal gelişime katkı sağlanır hem de motor becerilerin gelişimi için alternatif bir yol oluşturulur. Kendi kendine öğrenme etkinlikleri yapan çocuk, üretim sürecinin değerini öğrenirken öğrenmenin keyif verici bir potansiyel olduğunu fark eder. Verilen etkinlikleri bir zorunluluk olarak görmez; yeni şeyleri keşfetmede bir araç olarak görmeye başlar. Bu durum, çocuğun sorumluluk duygusunun küçük yaşlardan itibaren daha hızlı şekilde pekişmesine katkı sağlar.